+90 212 513 89 14
avukat@ibrahimyilmaz.av.tr

İş Kazası - Meslek Hastalığı Maluliyet Dosyaları16.02.2024

BAKİYE ÖMÜR SÜRELERİ:

Aktif ve pasif dönem
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi tarafından muhtemel bakiye ömür sürelerinin TRH-2010-Yaşam
Tablosuna göre
belirlenmesi görüşü benimsenmiştir(Y.10.HD.23.02.2021/E.2020/9717-
K.2021/2003). TRH-2010-Kadın/Erkek-Yaşam-Tablolosu Ektedir.
Kadın-erkek ayırımı yapılmaksızın aktif çalışma hayatının 60 yaşına kadar süreceği kabul
edilmeli, 60 yaşından sonra ise AGİ´siz asgari ücret üzerinden pasif devre maddi zararı
hesaplanmalıdır. (Y.10.HD.05.07.2004/4728-6385: Y.10.HD.25.01.2016/E.2014/19936-
K.2016/717;Y.10.HD.02.11.2015/E.2014/16013-K.2015/18361).
60 yaşından sonra çalışanların durumu
Sigortalının kaza tarihinde ya da hesap tarihinde 60 yaşını doldurmuş bulunmasına rağmen
çalışmaya devam ettiğinin ispatlanması durumunda makul bir süre daha aktif şekilde çalışmaya
devam edebileceği kabul edilmelidir. Örneğin 62 yaşında olmasına rağmen çalışmaya devam eden
sigortalının 65 yaşına kadar çalışmaya devam edebileceği kabul edilerek, 67 yaşında olmasına
rağmen çalışmaya devam ettiği anlaşılan sigortalının 70 yaşına kadar çalışmaya devam edebileceği
kabul edilerek, AGİ´siz net asgari ücret üzerinden pasif dönemin bu tarihten başlatılması
gerekmektedir. (Y.21.HD.11.12.2017/E. 2016/9322-K.2017/10381).
MALULİYET ORANI:
SGK Sürekli İşgöremezlik Derecesi Tespitine İlişkin Sağlık Kurulu Kararı

Maluliyet oranının öncelikle SGK Sürekli İşgöremezlik Derecesi Tespitine İlişkin Sağlık Kurulu
Kararına göre tespit edilmiş olması gerekmektedir.
SGK tarafından sürekli işgöremezlik derecesi tespitinin yapılması bekletici meseledir. Bu adım
tamamlanmadan, diğer adımlara geçilemez. Örneğin ATK´dan rapor alınamaz. (Maluliyete itiraz
prosedürüne ilişkin Y.10.HD.29.06.2021/E. 2020/7303-K.2021/9166).
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu Kararı
SGK tarafından belirlenen maluliyet oranına itiraz edilmesi halinde Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık
Kuruluna başvurmak üzere itiraz eden tarafa uygun önel verilmesi gerekir. Mahkemeler
tarafından doğrudan S.S. Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınabilmesi mümkün ise de, bu şekilde
doğrudan alınan raporlar SGK mevzuatına uygun şekilde alınmadığı için SGK tarafından
uygulanmamaktadır. Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna başvurulmadan doğrudan ATK 3.
İhtisas Kurulundan raporun alınması ve ATK´nın raporu ile SGK´nın raporunun örtüşmesi
durumunda da artık yeni bir rapor alınması gerekmez.
Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu Raporu
Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi durumunda Adli Tıp Kurumu 3.
İhtisas Kurulundan rapor alınması gerekmektedir.
2
Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu Raporu
ATK 3. İhtisas Kurulu Raporu ile S.S. Yüksek Sağlık Kurulu Kararı arasında çelişki
bulunması durumunda
ATK 2. Üst Kurulundan rapor alınması gerekir. ATK Üst Kurulu bu
konudaki yasal prosedürün en üst kurulu olduğundan, daha önceki raporlardan farklı bir oran
belirlenmiş olsa dahi ATK 2. Üst Kurulu Raporu uygulanmalıdır.
Bakım (bakıcı) gideri
Sigortalının işgöremezlik durumunun yanında "bakıma muhtaç" durumda kaldığının tespit edilmesi
halinde, işgöremezlik zararının yanında, bakım (bakıcı) giderinin de hesaplanması gerekmektedir.
Bakım (bakıcı) giderinin asgari ücretlerin brüt tutarları üzerinden ve olay tarihinden itibaren
sigortalının tüm yaşamı boyunca hesaplanması gerekmektedir.
Bu konudaki oturmuş ve yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında, her insan yaşamının belli bir
bölümünde aile içi bakım dayanışmasından yararlanacağından
, davacı da bakiye ömrünün bir
bölümünde aile içi bakım dayanışmasından yararlanacağı ve ayrıca malul ve bakıma muhtaç
durumda kalan kişinin bakiye ömür süresinin PMF Tablosuna göre belirlenmesi gerekmekle birlikte
muhtemel bakiye ömür süresinin sağlıklı insanlardan daha kısa olacağı da dikkate alınarak,
hesaplanan bakıcı giderinden 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 51 ve 52’nci maddeleri gereğince
uygun bir oranda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği belirtilmektedir
(Y.21.HD.21.10.2014/11116-19793; Y.21.HD.26.12.2016/5097-15513).
İşgöremezlik oranının 0 (sıfır) çıkması
İşgöremezlik oranının 0 (sıfır) çıkması durumunda, davacının geçici işgöremezlik dönemi için %100
maluliyet oranı üzerinden maddi zarar hesabı yapılıp, geçici işgöremezlik ödeneği ödenmiş ise rücu
edilebilir bölümünün mahsup edilmesi gerekir.
KUSUR DURUMU:
Kusur raporu İş Güvenliği Uzmanından alınmalıdır

İş kazası nedeniyle kusur oranlarının işkolu ile ilgili (inşaat işyeri ise inşaat mühendisi, pres makinası
ise makine mühendisi gibi) İş Güvenliği Uzmanı teknik bilirkişi tarafından düzenlenecek kusur
raporu ile tespit edilmesi gerekir.
Çelişki giderici kusur raporu
İş Güvenliği Uzmanı bilirkişinin düzenlediği rapor SGK Teftiş Raporu ya da bir başka dosyada
(örneğin SGK Rücu Dosyasında) düzenlenen rapor ile çelişkili bulunması durumunda yine İş
Güvenliği Uzmanlarından oluşturulan teknik bilirkişi kurulundan çelişki giderici kusur raporu
alınması gerekmektedir. Teftiş Raporu ya da SGK Rücu dosyası gibi bir başka raporla çelişki
bulunmuyor ve raporda (işçiye asli kusur verilmesi vb.gibi) kuşku uyandıracak bir durum yoksa yeni
bir rapor alınması gerekmez. HMK’nın 267.maddesi uyarınca bilirkişi olarak sadece 1 kişi
görevlendirilmesi, heyet oluşturulması gerekiyorsa en az 3 kişiden (tek sayıdan) oluşmalıdır.
Kalp krizi/beyin kanaması halinde alınacak kusur raporu
Kalp krizi halinde kusur bilirkişi heyetinin 2 İş Güvenliği Uzmanı ile 1 Kardiyoloji Uzmanından
oluşturulması gerekir. Kesinlikle kaçınılmazlık verilmemelidir. Ya kusur ya da bünyesel faktör
olmalıdır.
Beyin kanaması halinde alınacak kusur raporu
Beyin kanaması halinde kusur bilirkişi heyetinin 2 İş Güvenliği Uzmanı ile 1 Nöroloji Uzmanından
oluşturulması gerekir. Kesinlikle kaçınılmazlık verilmemelidir. Ya kusur ya da bünyesel faktör
olmalıdır.
3
Meslek hastalığı halinde alınacak kusur raporu
Meslek hastalığının, sigortalının maden ocağı, seramik ya da cam sanayi, kot taşlama gibi işlerde
kimyasal tozlara maruz kalması sonucu (silikozis, KOAH gibi solunum yolu hastalıkları) oluşması
durumunda kusur raporunun İş Güvenliği Uzmanı ile Göğüs Hastalıkları Uzmanından
oluşturulması gerekir.
Meslek hastalığının, sigortalının ağır yük kaldırma ve indirme gerektiren yükleme-boşaltma gibi
işlerde çalışması sonucunda (bel ya da boyun fıtığı) oluşması durumunda İş Güvenliği Uzmanı ile
Ortopedi Uzmanından oluşturulması gerekir.
Trafik-İş Kazası halinde alınacak kusur raporu
Trafik-iş kazası halinde kusur bilirkişisinin Trafik ve İş Güvenliği Uzmanı olması ya da Trafik ve İş
Güvenliği Uzmanlarından oluşturulması gerekir.
Adli Tıp Kurumunda İş Güvenliği Uzmanı bulunmadığından Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi
Raporu karara esas alınamaz.
Gemi-İş Kazası halinde alınacak kusur raporu
Kalp krizi halinde kusur bilirkişi heyetinin 2 İş Güvenliği Uzmanı ile 1 Kaptan bilirkişiden
oluşturulması gerekir.
Müteselsil sorumluluk ilkesi
Dava dilekçesinde müteselsil sorumluluk talep hakkından açıkça vazgeçilmediği takdirde, 6098
Sayılı TBK´nın 163. maddesi uyarınca, davacı müteselsil sorumlulardan birinden birkaçından veya
tamamından alacağının tamamını isteyebilir. Örneğin, olayda başka kusurlu kişiler olmasına rağmen,
davacı zararımın tamamını davalıdan istiyorum derse, zarar veren kişilerin tamamının kusurları
toplamı üzerinden hesaplama yapılmalıdır.
Meslek hastalığından müteselsil sorumluluk ilkesi uygulanmaz
Meslek hastalığının
yıllar içinde farklı işverenlere ait işyeri ortamlarında oluşması durumunda
işverenler arasında müteselsilen sorumluluk ilkesi uygulanamaz. Aynı işyeri devir yoluyla farklı
işverenlere geçmiş ise müteselsil sorumluluk ilkesi uygulanabilir.
Kaçınılmazlık veya kötü tesadüf
İş kazası veya meslek hastalığının kısmen veya tamamen kaçınılmazlık veya kötü tesadüf sonucu
meydana geldiğinin tespit edilmesi durumunda, kaçınılmazlık veya kötü tesadüf faktörüne isabet
eden maddi zarar miktarından %30-40 hakkaniyet indirimi yapılarak kalan %60-70 oranındaki
tutarlarının hüküm altına alınması gerekmektedir.
Kimliği bilinmeyen (meçhul) müteselsil sorumlunun kusuru
Kimliği bilinmeyen (meçhul) müteselsil sorumlunun kusuruna isabet eden maddi zarardan, davalının
kimliği bilinmeyen kişiye rücu imkanı bulunmadığı dikkate alınarak hakkaniyet indirimi
yapılmalıdır (Y.21.HD. 08.11.2016/E.2016/1031-K.2016/13868). Böyle bir durumunda SGK’nın
rücu alacağından da aynı oranda hakkaniyet indirimi yapılmalıdır
(Y.10.HD.12.04.2016/E.2014/24233- K.2016/5553 K.).
KAZANÇDURUMU:
Emsal ücret araştırması

Sigortalının yaptığı işin niteliği dikkate alındığında, ağır ve nitelikli işlerde çalışanların asgari ücret
veya asgari ücret cıvarında bir ücretle çalıştığı kabul edilemez.
Böyle bir durumda ilgili meslek kuruluşları ile TÜİK ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığından emsal
ücret araştırması yapılmalıdır.
Sendikasız işçiler
Sendikasız işçi için sendikaların bildirdiği emsal ücretlere itibar olunamaz.
4
Meslek kuruluşlarının bildirdikleri ücretler daha yüksek olsa da HMK´nın . maddesi uyarınca dava
dilekçesinde beyan edilen ücret miktarı aşılamaz.
Vasıfsız işçiler
Meydancı, temizlikçi, çaycı gibi vasıfsız işlerde çalışanlar için asgari ücret üzerinden bildirilen
ücretlere itibar olunabilir.
Yemek, yol ve diğer sosyal yardımlar
İşyerinde yemek, yol, ikramiye, prim gibi sosyal yardım uygulaması varsa, maddi tazminat hesabına
esas alınacak ücrete dahil edilmesi gerekmektedir.
İşyerinde yemek, yol, barınma gibi sosyal yardımlar varsa (tanık anlatımları ile ispatlanabilir) bu
yardımların miktarına ilişkin belge ibraz edilmiş ise belgelere göre, bele ibraz edilmemiş ise yemek
yardımı için tabldot fiyatları, yol yardımı için Toplu Taşıma Ücretleri kıyas yoluyla uygulanabilir.
İşçi koğuşu şeklindeki barınma yardımının günde öğün yemek yardımı kadar olabileceği
değerlendirilmektedir.
Ücretin asgari ücretle oranlanması
İşçinin olay tarihindeki ücreti tespit edildikten sonra AGİ´siz net tutarının yasal asgari ücretin
AGİ´siz net tutarı ile oranlanması ve müteakip yıllarda yürürlüğe giren yasal asgari ücretlerin de aynı
oranda artışlı olarak hesaba esas alınması gerekmektedir.
Bu şekilde tespit edilecek ücrete AGİ, yemek ve yol gibi ilavelerin sabit miktarlar olarak daha sonra
ilave edilmesi ve oranlamaya katılmaması gerekmektedir.
AGİ´nin katı alınamaz
Asgari geçim indirimi, işçinin ücret seviyesi ne olursa olsun her yılın başındaki asgari ücret
üzerinden sabit bir miktar olarak tespit edildiğinden AGİ miktarı asgari ücretle oranlanacak ücret
miktarına dahil edilmemeli; her yıl sabit miktarlar olarak ilave edilmelidir.
İŞLEMİŞ-BİLİNEN DÖNEM ZARARI HESABI
İşlemiş ve işleyecek dönem

Sigortalının kaza tarihinden itibaren, karara esas alınan bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihe kadar
geçen dönem, işlemiş-bilinen dönem; rapordan sonraki dönem ise işleyecek-bilinmeyen dönem
olarak adlandırılmaktadır.
Geçici işgöremezlik dönemi
İşlemiş-bilinen dönem içindeki, geçici işgöremezlik dönemi zararları ayrıca hesaplanmalıdır. Zira
geçici işgöremezlik döneminde sigortalının çalışabilmesi mümkün bulunmadığından bu dönem
%100 işgöremezlik oranı üzerinden hesaplanacaktır.
Sürekli işgöremezlik dönemi
Geçici işgöremezlik döneminin bittiği tarihten başlamak üzere sürekli işgöremezlik dönemi zararı
hesaplanacaktır. Sürekli işgöremezlik dönemi zararı ise, belirlenen işgöremezlik (maluliyet) oranı
üzerinden hesaplanacaktır.
İŞLEYECEK-BİLİNMEYEN DÖNEM ZARARI HESABI
İşleyecek dönem zararı, sigortalının işleyecek dönem başlangıcındaki gerçek yıllık net ücreti
üzerinden ve Yargıtay tarafından benimsenen %10 artış ve %10 iskontolama yöntemine göre
hesaplanmalıdır.
Sigortalının 60 yaşını dolduracağı tarihten itibaren pasif devre maddi zararının, AGİ´siz asgari ücret
üzerinden ve yine %10 artış ve %10 iskontolama yöntemine göre hesaplanması gerekmektedir.
5
SGK GELİRLERİNİN RÜCU EDİLEBİLECEK BÖLÜMÜ
İşgöremezlik oranının %10´dan düşük olması durumunda

İşgöremezlik oranı %10´dan düşük ise sürekli işgöremezlik geliri bağlanamayacağından sadece
geçici işgöremezlik ödeneği ödenip ödenmediği Kurumdan sorularak işveren ve kusurlu diğer
kişilerin kusuruna isabet eden rücu edilebilecek bölümü mahsup edilmelidir.
İşgöremezlik oranının %10´dan yüksek olması durumunda
İşgöremezlik oranı %10´dan yüksek ise 5510 Sayılı Yasanın 19. maddesi uyarınca sigortalıya sürekli
işgöremezlik geliri bağlanması gerektiğinden, bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değeri ile ödenen
geçici işgöremezlik ödeneği miktarı Kurumdan sorularak, kusurlu bulunan kişiler asıl ve alt işveren
ve işveren vekili sıfatı bulunan kişiler ise 5510 Sayılı Yasanın 21/1 maddesi uyarınca toplam kusur
oranına isabet eden rücu edilebilecek bölümü mahsup edilmelidir.
Kusurlu bulunan kişilerin bir kısmının asıl ve alt işveren ve işveren vekili sıfatı, bir kısmı 3. kişi ise
"bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerinin" rücu edilebilecek bölümünün işverenlerin 21/1.
maddeye göre toplam kusur oranına 3.kişilerin kusurunun yarısı ilave edilerek; geçici işgöremezlik
ödeneği ile ilgili olarak üçüncü kişilerin yarısından sorumlu olacağı şeklinde ayrık bir durum
bulunmadığından geçici işgöremezlik ödeneğinin işverenler ile 3. kişilerin toplam kusur oranına
isabet eden rücu edilebilecek bölümlerinin mahsup edilmesi gerekmektedir.
Sürekli işgöremezlik oranının ATK tarafından artma, azalma ya da düzeltme kaydı ile değiştirilmesi
durumunda bu oran SGK bakımından bağlayıcı olmayacağından, Mahkemenin önünde 2 seçenek
bulunmaktadır.
Bu seçeneklerden biri, itiraz eden işveren ise işçi ve SGK´yı, itiraz eden işçi ise işveren ve SGK´yı
hasım göstererek maluliyet tespiti davası açması hususunda önel vererek sonucunu beklemektir. Bu
halde dava 3-5 yıl uzayacaktır.
İkinci alternatif ise, başlangıçtaki gelirin değişen işgöremezlik oranına uyarlanarak hesaplanacak İlk
PSD ile SGK´dan sigortalının gelire giriş tarihi ile işgöremezlik oranındaki değişikliğin tespit edildiği
tarihe kadar fiilen ödenen sigorta gelirleri toplamı sorularak, uyarlanmış İlk PSD tutarı SGK
tarafından bildirilmediği için zorunlu olarak, sigortalının gelire ilk giriş tarihindeki ilk aylık gelirini
değişen işgöremezlik oranına uyarlayarak İlk PSD hesabı yapabilecek bilirkişiden hesap raporu
almaktır.
6
İŞ KAZASI-MESLEK HASTALIĞI
ÖLÜM DOSYALARI

BAKİYE ÖMÜR SÜRELERİ:
Aktif ve pasif dönem

İşçinin ve hak sahiplerinin muhtemel bakiye ömür süresinin olay tarihindeki yaşı üzerinden TRH-
2010-Yaşam Tablosuna göre
belirlenmesi gerekmektedir.
Kadın erkek ayırımı yapılmaksızın aktif çalışma hayatının 60 yaşına kadar süreceği kabul
edilmeli, 60 yaşından sonra ise AGİ´siz asgari ücret üzerinden pasif devre maddi zararı
hesaplanmalıdır.
HAK SAHİPLERİ VE DESTEK SÜRELERİ:
Hak sahibi eşin destek süresi

Hak sahibi eşin bakiye ömür süresinin müteveffa kocasından daha uzun olması durumunda
müteveffanın muhtemel bakiye ömür süresi ile sınırlı olarak, müteveffanın bakiye ömür süresinden
daha kısa olması durumunda kendi bakiye ömür süresi ile sınırlı olarak hesaplama yapılması gerekir.
Hak sahibi eşin evlenme şansı
Hak sahibi eşin yeniden evlenme şansının, karara esas alınan bilirkişi hesap raporunun düzenlendiği
tarihteki yaşına göre (Y.10.HD.14.11.2013/E.2011/7394-K.2013/21242; Y.21.HD:26.05.2009/3166-
7102; Y.21.HD.28.04.2009/1753-5913) ve Askeri Yüksek İdari Mahkemesi (AYİM) tarafından
ülkemiz koşullarına göre dul kalan kadınlar yönünden oluşturulan ve uygulamada
(YHGK.02.02.2011-E.2010/4-712-K.2011/4) kabul gören tablodan yararlanılarak tespit edilmesi
gerekmektedir. (Evlenme Şansı Tabloları Ektedir)
İmam nikahlı eş
İmam nikahlı eşin de destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep etme hakkı
bulunmaktadır. Ancak; Yüksek Yargıtay’ın emsal kararlarında imam nikahlı eşin yeniden evlenme
şansının resmi nikahlı eşe göre daha yüksek olduğu kabul edilmektedir.
(Y.21.HD.01.04.2015/E.2014/17542-K.015/6892; Y.21.HD.30.09.2014/E.2014/3233-K.2014/19088)
Kız çocuğun destek süresi
Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin bu konudaki emsal kararlarına göre, kız çocuklarının, karara esas
alınan bilirkişi hesap raporunun düzenlendiği tarihe en yakın TÜİK Türkiye Ortalama Evlenme Yaşı
İstatistiklerine göre kız çocuklarının ortalama ilk evlenme yaşına kadar anne/babasının maddi yardım
ve desteğinden yararlanmaya devam edebileceği kabul edilerek hesaplama yapılması
gerekmektedir(Y.10.HD.03.04.2017/E.2017/1163-K.2017/2783). Bu çalışmanın yapıldığı tarihe en
yakın 2022-TÜİK Türkiye Ortalama Evlenme Yaşı İstatistiklerine göre kız çocuklarının ortalama ilk
evlenme yaşı olan 25´tir. Ancak, kız çocuğu karara esas alınan bilirkişi raporunun tanzim tarihinde
25 yaşını doldurmuş bulunmasına rağmen evlendiğine ilişkin herhangi bir belge bulunmuyorsa
makul bir süre daha evlenmeyeceği kabul edilerek hesaplama yapılmalıdır. Örneğin 26 yaşında ve
evlenmemiş ise 30 yaşında evlenebileceği, 32 yaşında ve bekar ise 35 yaşında evlenebileceği kabul
edilerek hesaplama yapılmalıdır. Tabii ki, kız çocuğu bekar olmasına rağmen sigortalı olarak bir işte
çalışmaya başladığı için geliri kesilmiş ise, çalışmaya başladığı tarihe kadar hesaplama yapılmalıdır.
Erkek çocuğun destek süresi
Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin bu konudaki içtihatlarında, orta öğretimin zorunlu hale geldiği
gözetilerek, hak sahibi erkek çocukların 20 yaşına kadar babasının desteğinden yararlanmaya devam
edeceği belirtilmektedir (Y.10.HD.31.10.2018/E.2016/10748-K.2018/8695). Erkek çocukların 18
yaşını doldurmuş bulunmasına rağmen üniversite öğrenimine devam ettiklerinin tespit edilmesi
7
durumunda 25 yaşına kadar babasının desteğinden yararlanabileceği kabul edilmektedir. Erkek ve
kız çocukların çalışamayacak derecede (%60) hasta ya da sakat durumda bulunduklarına ilişkin
sağlık kurulu raporu ibraz edilmesi durumunda, müteveffanın bakiye ömür süresi boyunca
desteğinden yararlanabilecekleri kabul edilmelidir.
Anne ve/veya babanın destek süresi
Yüksek Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 22.06.2018 gün, 2016/5 E. ve 2018/6
K. sayılı kararında, anne-babanın, çocuğun haksız fiil ve/veya akde aykırılık sonucu vefat etmesi
nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davalarında, desteklik ilişkisinin varlığının ispatı
için SGK’dan gelir bağlanması şartının aranmayacağı, çocukların anne-babaya destek olacaklarının
karine olarak kabulü gerektiği belirtilmiştir.
Diğer yandan; iş kazası nedeniyle açılan tazminat davalarının temyiz incelemesi ile görevli Yargıtay
21. Ve 10. Hukuk Dairelerinin, Yüksek Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararından sonra oluşan
hukuksal duruma ilişkin emsal nitelikteki kararlarında, müteveffanın anne ve-veya babasının
evladının vefatı nedeniyle iş kazası kolundan gelir bağlanması hususunda gerekli yasal koşulları
taşımadığının SGK tarafından tespit edilip bildirilmesi durumunda,
müteveffanın fiili
desteğinin kanıtlanamadığı ve bu durumdaki anne ve/veya baba bakımından farazi destek olduğu
kabul edilerek, müteveffanın muhtemel gelirinden pay ayrılmaması ve herhangi bir hesaplama
yapılmaksızın
TBK’nın 50 ve 51. maddeleri uyarınca hakkaniyete uygun ve makul bir maddi
tazminatın (tıpkı manevi tazminat gibi) Sayın Mahkemece takdir olunması gerektiği

belirtilmektedir(Y.10.HD. 16.02.2021/E.2020/6402-K.2021/1664).
Anne ve/veya babaya iş kazası kolundan gelir bağlanması için gerekli yasal koşulların oluştuğunun
tespit edilmesi durumunda, gelir bağlanması koşulları taşıyan anne ve/veya babaya müteveffanın
muhtemel gelirinden pay ayrılması ve talep edebileceği maddi tazminat miktarının bilirkişi
tarafından hesaplanması gerekmektedir.
PAY ORANLARI:
Tazminat hesaplarında paylaştırma işleminin ne şekilde yapılacağına ilişkin bir yasal düzenleme
bulunmadığından, tazminat davalarında paylaştırma işlemlerinde kıyas yoluyla uygulanan 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 20 ve 34’ncü maddeleri ile Yüksek
Yargıtay’ın bu konudaki içtihatları Y.17.HD.16.05.2016/E.2015/15725-K.2016/5957); da dikkate
alınarak;
Müteveffanın, bu olay sebebiyle ölmeseydi muhtemel gelirinden kendisine ve eşine (MK.m.219/1,
186/3, 327/1 kıyas yoluyla uygulanarak) eşit şekilde 2’şer pay ve çocuğuna 1 pay, anne ve babasına
da 1’er pay ayırabileceğinin kabulü gerekmektedir.
Bu paylaştırma yöntemi, Yüksek Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16.05.2016 gün, 2015/15725 E. ve
2016/5957 K. sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır “Bu nedenle çocukların olacağı süreler içinde
desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocuklara birer pay ayrılacak ve ana ve babaya da birer pay verilecektir.
Bu durumda ana ve babanın payları 1/8 olacaktır.”

Bu duruma göre, müteveffanın, bu olay sebebiyle ölmeseydi muhtemel gelirinden kendisine ve eşine
(MK.m.219/1, 186/3, 327/1 kıyas yoluyla uygulanarak) eşit şekilde 2’şer pay, çocuklarına 1’er pay,
annesine de 1 pay ayırabileceğinin kabulü ile muhtemel gelirinden kendi kişisel ihtiyaçlarına ve hak
sahiplerine ayırabileceği pay oranları aşağıdadır.
Örnek paylaştırma tablosu:

Hak Sahipleri

İlk(4)Yıl

Müt(6)Yıl

Müt(4)Yıl

Müt(6)Yıl

Son(11)Yıl

Müteveffa Mehmet

2/8

2/7

2/6

2/5

2/4

Eşi Ayşe

2/8

2/7

2/6

2/5

2/4

Oğlu Hasan

1/8

1/7

1/6

1/5

-

Kızı Fatma

1/8

1/7

-

-

-

Oğlu Ahmet

1/8

-

-

-

-

Annesi Emine

1/8

1/7

1/6

-

-


8
KUSUR DURUMU:
Malul kalan işçi ile ilgili ilkeler vefat eden işçi için de geçerlidir.
KAZANÇDURUMU:
Malul kalan işçi ile ilgili ilkeler vefat eden işçi için de geçerlidir.
ZAMANAŞIMI
İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan tazminat davalarında, işverenin kusuru iş akdine
aykırı davranış olarak kabul edildiğinden, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 146’ncı (818 Sayılı
Borçlar Kanununun 125’nci) maddesi uyarınca 10 yıllık akdi zamanaşımı süresine
tabidir
(Y.21.HD.12.02.2009/E.2008/9509-K.2009/1949).
10 yıllık akdi zamanaşımı süresi sigortalının işgöremezlik durumunda bir gelişme (kontrol muayene
kaydı) bulunmuyorsa olay tarihinden, gelişen bir durum (kontrol muayene kaydı) varsa kontrol
muayene kayının kaldırıldığı tarihten başlar. Maluliyet oranına itiraz edilmesi, itiraz üzerine
maluliyet oranının değişmesi zamanaşımı süresini etkilemez.
Diğer yandan,mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 60/2. ve aynı yöndeki 6098 sayılı Türk Borçlar
Kanunu´nun 72/1. maddesine göre eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa artık o suç için
öngörülen ceza zamanaşımı süresi uygulanır. Uzamış ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için ceza
davası açılması ya da mahkumiyet kararı verilmiş olması şart değildir; eylemin tazmin
sorumlularının kusurlu bulunması yeterlidir (Y.13.HD.22.01.2015/E.2014/7772-K.2015/1130).
Zararlandırıcı sigorta hadisesi 5237 sayılı TCK´nın yürürlüğe girdiği 01.06.2005 tarihinden sonra
meydana gelmiş ise 5237 sayılı TCK´nın 89. maddesinde belirtilen "Taksirle Yaralama" suçunu
oluşturduğu ve aynı Kanunun 66/1-e maddesinde belirtilen uzamış ceza zamanaşımı süresinin
uygulanması gerektiği, iş bu zamanaşımı süresinin ise "12" yıl olduğu
(Y.21.HD.28.05.2018/E.2016/20195-K.2018/4981); ölüm halinde 5237 sayılı TCK´nun 85.
maddesinde belirtilen "Taksirle Öldürme" suçunu oluşturduğu ve aynı kanunun 66/1-d maddesinde
belirtilen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, iş bu zamanaşımı süresinin ise "15" yıl
olduğu
açıktır.
GÖREV
Davanın İş Mahkemesinde açılabilmesi için husumet yöneltilen kişinin asıl ya da alt işveren veya
işveren vekili sıfatının bulunması gerekir.
Dava dilekçesinde işveren sıfatı bulunan kişi ya da kişilerden birine husumet yöneltilmemiş ise dava
İş Mahkemelerinde görülemez.
İşveren tarafından istihdam edilen kişiye dahi tek başına İş Mahkemesinde husumet yöneltilemez.
Örneğin, iş kazası nedeniyle işverene husumet yöneltilmeksizin sadece sigortacıya dava açıldığı
takdirde davacının Ticaret Mahkemesinde görülmesi; sadece işveren sıfatı bulunmayan kusurlu .
kişiye husumet yöneltilmesi durumunda Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekir.
YETKİ
6100 sayılı HKM’nın 6. maddesinde düzenlenen genel yetki kuralına göre, iş kazası nedeniyle
tazminat davaları, davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yerinde açılabileceği gibi;
HMK’nın “Haksız Fiilden Doğan Davalarda Yetki” başlıklı 16. maddesine göre haksız fiilden doğan
davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu
yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
Davalı birden fazla ise dava herhangi birinin ikametgahı mahkemesinde açılabilir.
9
TRH-2010 YAŞAM TABLOSU

Yaş

Erkek

Kadın

Yaş

Erkek

Kadın

0

71,93

78,02

51

24,93

28,82

1

72,35

77,66

52

24,06

27,90

2

71,42

76,68

53

23,21

26,98

3

70,47

75,70

54

22,37

26,08

4

69,52

74,72

55

21,54

25,18

5

68,57

73,73

56

20,74

24,29

6

67,60

72,74

57

19,94

23,40

7

66,63

71,75

58

19,15

22,52

8

65,66

70,76

59

18,38

21,65

9

64,68

69,76

60

17,62

20,79

10

63,70

68,77

61

16,88

19,94

11

62,72

67,78

62

16,14

19,09

12

61,74

66,78

63

15,42

18,26

13

60,76

65,79

64

14,72

17,43

14

59,78

64,79

65

14,04

16,63

15

58,80

63,80

66

13,37

15,85

16

57,84

62,81

67

12,72

15,08

17

56,87

61,82

68

12,08

14,32

18

55,91

60,83

69

11,47

13,58

19

54,95

59,84

70

10,87

12,87

20

53,99

58,85

71

10,29

12,18

21

53,04

57,86

72

9,73

11,51

22

52,09

56,88

73

9,20

10,85

23

51,14

55,89

74

8,68

10,22

24

50,19

54,90

75

8,17

9,62

25

49,24

53,92

76

7,69

9,05

26

48,28

52,93

77

7,24

8,51

27

47,33

51,95

78

6,81

8,00

28

46,37

50,97

79

6,40

7,50

29

45,41

49,98

80

5,99

7,01

30

44,45

49,00

81

5,59

6,55

31

43,50

48,02

82

5,23

6,12

32

42,54

47,04

83

4,90

5,71

33

41,58

46,06

84

4,57

5,32

34

40,62

45,08

85

4,25

4,93

35

39,67

44,10

86

3,93

4,54

36

38,72

43,12

87

3,64

4,20

37

37,7
7

42,15

88

3,37

3,88

38

36,8
1

41,17

89

3,12

3,59

39

35,87

40,20

90

2,90

3,29

40

34,9
3

39,23

91

2,66

2,97

41

33,9
9

38,26

92

2,39

2,64

42

33,0
5

37,30

93

2,10

2,32

43

32,1
2

36,34

94

1,80

1,99

44

31,1
9

35,38

95

1,55

1,67

45

30,2
7

34,43

96

1,40

1,36

46

29,3
6

33,48

97

1,23

1,05

47

28,4
6

32,54

98

0,96

0,75

48

27,56

31,60

99

0,50

0,50

49

26,67

30,67

     

50

25,79

29,74

     


10
Kadınların evlenme şansı

YAŞI

Evlenme şansı

 

17-20

arası

52%

21-25

arası

40%

26-30

arası

27%

31-35

arası

17%

36-40

arası

9%

41-50

arası

2%

51-55

arası

1%

18 yaşından küçük her çocuk için %5 indirim ypılacaktır.
Erkeklerin evlenme şansı

YAŞI

Evlenme şansı

 

17-20

arası

92%

21-25

arası

70%

26-30

arası

48%

31-35

arası

30%

36-40

arası

15%

41-50

arası

4%

51-55

arası

2%

 

 

İlginizi Çekebilecek Diğer Makaleler